Veri Depolama Çözümlerimiz
Bilgi, iş sürekliliği açısından her kurum için öneml bir yer tutar. Yıllar içinde kurumlar büyüdükçe, çalışan sayısı arttıkça, kurumların sosyal ve ticari yapıları karmaşık hale geldikçe bilginin önemi artmaya devam etmiştir. Gelişen dünyada bilgisayar teknolojisiyle beraber dijital bilgi bankaları oluşmuştur. Dijital veri miktarlarının çok hızlı bir artış göstermesi ve tahminlerin ötesinde de büyümeye devam etmesi depolama ve güvenlik önlemleri konusunda uzmanlıkların oluşması sonucunu doğurmuştur.
Farklı yaşam döngülerine sahip olan veri, performans/maliyet noktasında belirlenecek en uygun çözümle saklanmak zorundadır. Verinin saklanacağı medyayı belirlemek için dikkat edilmesi gereken birtakım ölçütler bulunmaktadır ölçütler şunlardır.
- Verinin kritikliği, kaybı halinde maruz kalınacak problemler,
- Veriyi kullanma sıklığı,
- İhtiyaç duyulan, veriye ulaşma hızı,
- Verinin saklanma süresi
- İş sürekliliği
Yaşadığımız günlerde yapılan yatırımların büyük bir kısmı veri saklama, kullanma ve yönetme amacıyla yapılmaktadır. Metin verilerinin yanında, ses ve görüntü gibi daha fazla saklama kapasitesi gerektiren verilerin de yaygınlaşma nedeni ile disk kapasiteleri GB (gigabyte) seviyelerinden TB (terabyte) seviyelerine çıkmıştır. Bu denli yoğun verilerin sağlıklı ve problemsiz bir şekilde korunabilmesi için daha esnek, akıllı ve kolay yönetilen veri depolama çözümleri gerekiyor. Bu yaklaşımın sunduğu yararlar ise şu şekilde sıralanabilir;
- Kullanılabilirlilik : SAN çözümleri diğer çözümlere göre daha fazla kullanılabilirlik zamanı sunmaktadır. Bu çözümün uygulanması ile kurumlarda verilere ulaşma sorunları minumum düzeye inmekte bu yolla iş gücü kayıplarının önüne maksimum düzeyde geçilebilmektedir. Bir saatlik bir çalışma kaybının kuruma getireceği maliyet kurumdan kuruma değişmek ile birlikte yeri geldiğinde çok büyük olabilir. Çalışılamayan zamanlarda oluşabilecek olan prestij kayıplarının değeri ise para ile ölçülemeyecek oranlara yükselebilir.
- Performans : Bu tür ürünler performansı maksimimuma çıkartacak şekilde tasarlanmışlardır. Örneğin bir sunucuya takabileceğiniz disk sayısı sınırlı iken, bu ürünlere çok daha fazla disk ekleyebilirsiniz ve bu yolla yüksek Disk I/O performansına ihtiyaç duyan uygulamalar için gerekli performansı verebilirsiniz.
- Kapasitenin etkin kullanılması: SAN çözümleri DAS çözümlerine göre kapasiteyi daha etkin kullanabilmektedir. Bir DAS ünitesine takılan diskler sadece bağlı bulunduğu sunucu tarafından kullanılabilmektedir. Bir SAN ünitesine takılı olan diskler ise o SAN ortamına bağlı bulunan tüm sunucular tarafından paylaşılabilmektedir. Bu yolla atıl kapasitelerin önüne geçilmektedir.
- Yedekleme: SAN ortamlarında yedekleme imkanları daha gelişmiştir. Mevcut verilerin snapshotları alınabilir, uzak bir bölgede bulunan bir storage ile verilerin replikasyonu sağlanabilir ve bu yolla her hangi bir felaket durumunda tüm verilerimizin uzak bir lokasyonda mevcut olmasını ve kullanılabilir durumda olmasını garanti altına almış oluruz.
- İş sürekliliği: SAN çözümü ile verimizin devamlı kullanılabilir olmasını sağladık. Peki Sunucumuzun işletim sisteminde veya üzerinde çalışan uygulamada bir sorun olduğunda ne yapacağız. İşletim sistemini yeniden yüklemek gerekli yamaları yüklemek üzerinde çalışan uygulamayı kurmak ne kadar zamanımızı alacak. Standart prosedürleri uygulanması ve her şeyin yolunda gitmesi durumunda en az 3-4 saatlik bir iş gücü kaybı olacaktır. Peki ya bir donanım arızası olursa ve değişmesi gereken donanımın bir kaç gün temin edilemediği durumlarda ne kadar bir iş gücü kaybımız olacak. Bu tür olumsuz durumlardan kurtulmak amacı ile Cluster yapıları kurulmakta ve bir sunucumuz devre dışı kalsa bile ikinci sunucumuzdan işlemlerimizi yapmaya devam ederiz. Bu tür yapıları kurabilmek için ise SAN yapısının mutlaka oluşturulması gerekmektedir. Ayrıca bazı Cluster çözümlerinde her iki sunucumuz aynı anda kullanılabilmekte ve iş yükü bu sunucular arasında dağıtılarak sunucularımızdan daha fazla performans alınması sağlanmaktadır.
Felaket Kurtarma Sistemleri
Verilerin güvenliğini her şartta temin etmek ve iş sürekliliğini sağlamak için kritik verilerin ve uygulamaların olduğu kurumlarda sistemlerin yedekleri uygun lokasyonlarda tutulması gerekir. Çünkü olabilecek tabi bir afet ya da yangın gibi hallerde uygulamanın devam etmesi ve verilerin kaybolmaması için felaket kurtarma senaryoları oluşturulmalı ve olabilecek tüm ihtimaller göz önünde tutularak tasarım çalışmaları yapılmalıdır. Bu sayede kritik veri ve uygulamalarda iş sürekliliği sağlanmış olur.
Bu sistemde, lokalde depolanan veri aynı zamanda çevrimiçi ve senkron olarak yakın lokasyondaki sisteme genis bant ağ sistemleri (fiber vs.) aracılığıyla aktarılmaktadır. Burada tüm sistemlerin yedeğinin bulundurulması sayesinde, çıkabilecek yangın benzeri bir afet halinde, kullanıcılar tüm veriler korunmuş halde yakın lokasyondaki sistemden çalışmaya devam edecektir. Bu sayede iş kaybı sıfıra çekilmiş olacaktır. Deprem benzeri doğal afetlere karşı ise yakın lokasyona ek olarak daha güvenli uzak bir lokasyona konumlandırılan sistemler sayesinde verinin güvenliği maksimum seviyede sağlanmış olacaktır. Uzak lokasyona veriler kurumsal hatlar üzerinden asenkron olarak gönderilmesi uygun olacaktır.